21 Mayıs 2010 Cuma

+_+ SaTrAnÇ +_+

Târihçesi

Satrancın oluşumu konusunda değişik görüşler vardır. Bilhassa Hindistan, Îran ve Çin, satrancın îcât edildiği yer olarak görülür. Oluşumu muhtemelen M.S. 3. ilâ 6. yüzyıllar arasıdır.

Oyunun îcâdı konusunda birkaç efsâne mevcuttur. Bunlardan biri buğday tânesi efsânesidir. 6. yüzyıldan beri satranç Îran'da bilinmektedir. Buradan 7. yüzyılda İslâm'ın yayılışıyla birlikte Orta Doğu'da ve Kuzey Afrika'da yayılır. Endülüs Emevîleri, İtalya, Bizans İmparatorluğu ve Rusyayoluyla oyun, 9. ilâ 11. yüzyıllar arasında Avrupa'nın diğer yerlerine yayılır. Burada bir yandanşövalyelerin yedi yiğit erdeminden sayılırken diğer yandan kilise tarafından uygun bulunmuyordu. 15. yüzyılda oyun kuralları belirleyici şekilde değişir. Bu yüzyıldan sonra bugün oynanana benzeyen modern satrançtan bahsedilebilmektedir. İspanya (16. yüzyıl), İtalya (16./17. yüzyıl), Fransa (18./19. yüzyıl), İngiltere (19. yüzyıl) ve Rusya (20. yüzyıl), sırayla satrançta Avrupa'nın önder ülkeler oldular.

19. yüzyılın ortasından beri düzenli satranç turnuvaları yapılmaktadır. İlk resmî Dünyâ şampiyonu Wilhelm Steinitz'tir. 1924'te Dünyâ Satranç Federasyonu (FIDE) kurulmuştur. 20. yüzyılın sonunda iyi satranç oynayabilien satranç programları piyasaya çıktı. Bunlar, bu arada Dünyâ şampiyonları seviyesinde oynayabilmektedirler.


Temel kavramlar ve oyunun hedefi

Bir satranç takımı

Oyunun amacı rakip şah mat etmektir. Bunun anlamı rakip şahın bulunduğu karenin tehdit altında bulunması ve tehdit altında olmayan bir kareye kaçış ya da tehdîdi engelleyecek başka bir hamlesinin olmamasıdır. Bu da rakîbin diğer taşlarını yiyerek onu güçsüz bırakma ilkesine dayanır. Ayrıca satrançta hızlı gelişim de önemlidir. Hızlı gelişim göstermek için yapılan en önemli adımgambit, yâni piyon fedâsıdır. Bu daha fazla taşın merkeze rahatça açılmasına olanak sağlar. Eğer bir oyuncunun şahının bulunduğu kare tehdit altında olmadığı halde bu oyuncunun legal hamlesi kalan tek taşı şahı ise ve şahının tehdit altında olmayan bir kareye yapabileceği bir hamlesi yoksa oyun patolur, yâni berâbere biter. Ayrıca oyun herhangibir anda oyunculardan birinin yenilgiyi kabul etmesi veya bir oyuncunun berâberlik teklif etmesi ve diğerinin de bunu kabul etmesiyle de sona erebilir. Oyun sırasında taşları avantajlı yerlere yerleştirerek rakîbin hareketini kısıtlamak ve rakîbin taşlarınıalmak yoluyla gücünü azaltmak esastır. Her taş, kurallara göre ulaşabileceği bir karedeki rakip taşın bulunduğu kareye yerleşerek, yerinden ettiği taşı oyun dışı bırakma gücüne sâhiptir, buna taş almakdenir. Alınan taş oyuna bir daha geri dönemez, ancak bulunduğu hattın son karesine varan bir piyon, oyun hâricinde bulunsun bulunmasın, arzu edilen piyondan değerli, şahtan değersiz başka bir taşla değiştirilebilir.


Oyunun kuralları


Oyunun başında satranç tahtası üzerinde toplam 32 taş bulunmaktadır. Bunların 16'sı beyaz(veyâ açık renk), 16'sı da siyahtır (veyâ koyu renk). Oyuncuların herbirinin (kısaca beyaz ve siyah) şu 16 satranç taşları vardır:

Satranç tahtası, oyuncular arasına oyuncu perspektifinden bakıldığında sağ alttaki kare beyaz olacak şekilde yerleştirilir. Taşlar, resimde gösterildiği gibi satranç tahtasının iki tarafına yerleştirilir. Sondan bir önceki sırada piyonlar yer alır. Son sıraya da figürler yer alır. Bunların sırası (beyaz için soldan sağa, siyah için ters yönde) şöyledir: Kale, at, fil, vezir, şah, fil, at ve kale. Vezir, bu arada her iki tarafta oyunculara verilen rengin rengini taşıyan kare üzerindedir.Latince'den gelen bu konudaki kural: Regina regit colorem, ya da Vezir (karenin) rengi(ni) belirlerdir.

Oyuna beyaz başlar ve oyuncular sırayla bir taşla oynarlar (İstisnâ: Rok). Böyle iki kişinin arka arkaya birer kere satranç taşlarından birin hareket ettirmelerine hamle denir. Bununla berâber satranç notasyonu, her zaman bir beyaz ve bir siyah taş hareketine bir sayı eşlemekte ve buna bir hamle demektedir. Bu bağlamdan genelde ne ifâde edilmek istendiği anlaşılmakla berâber bâzen bir oyuncunun yaptığı harekete yarı hamle de denir. Satrançta hamle sırası geldiğinde sıra gelen oyuncunun oynama zorunluluğu vardır (Alm.İng. Zugzwang (okunuşu [tsug tsvang])).

Bir karede en fazla bir taş durabilir. Taş, o alanda durduğu sürece bütün diğer taşlar için o kareyi kendi taşları için bloke eder. Karşı tarafın taşları için bu böyle değildir. Bir taşın gitmek istediği hedef karesinde rakibin bir taşı durmaktaysa bu taş, kendi taşını o alana koymak isteyen oyuncu tarafından önce tahtadan uzaklaştırılır, sonra böylece boşalmış olan bu alana kendi taşını koyar. Buna satrançta karşı tarafın taşınıalmak denir.

Bir satranç taşı öbür hamlede vurulabilecek konumdaysa bu taş tehdit altındadır. Eğer akabindeki yarı hamlede onu alan taşı da almak mümkünse bu taş korunmuştur.

Şahlardan biri bir hamleyle tehdit altına girerse bu durumu oluşturan oyuncu, karşı tarafa Şah! diyerek îkâz eder. Eskiden karşı tarafı îkâz mecbûriyeti var idiyse de bugünkü turnuvalarda artık bu alışılagelmiş değildir ve FİDE kurallarında bulunmamaktadır. Şah verilince karşı tarafın tedbir alması gerekmektedir. Oyunun hedefi, öyle bir pozisyon oluşturmaktır ki bu pozisyonda karşı tarafa şah verilmiş olsun ve o şahı korumak mümkün olmasın (şah mat).


Hamleler

Beyaz vezirle bir hamle ediyor.

Satranç taşları sâdece bâzı kurallar çerçevesinde yürütülebilir:

  • Birbirlerinin üzerinden prensip olarak taşlar atlayamaz. (İstisnâlar at ve roktur). Başka bir ifâdeyle ancak kendi taşlarıyla işgâl edilmemiş alanlarda ya da düşmanın bir taşının bulunduğu bir kareye kadar hareket edebilirler. İkinci durumda oyuncu önce orada karşı tarafın taşını alıp tahtadan uzaklaştırır, sonra da boşalan alana kendi taşını yerleştirir.
  • Eğer bir şah, karşı tarafın bir satranç taşı tarafından tehdit edilirse (meselâ der şahın sonraki hamlede alınma tehlikesi varsa) bu şah, şah tehdîdi altındadır. Böyle bir „şah tehdîdini“ kaale almamak yasaktır. Oyuncu, bu durumda ya şah veren taşı almak, başka bir taşı şah veren düşman taşıyla şahı arasına getirmek (at şah verince mümkün değildir) ya da şahını tehdit aldında olmayan bir alana çekmekle yükümlüdür. Şah verilmiş bir şahın kendini rok yaparak kurtaraması yasaktır.

Notasyon

Satrançta taşların konumlarını ve hamleleri göstermek için genellikle cebirle gösterimkullanılmaktadır. Satranç tahtasında düşey sütunlarda birer harf (a, b, c, d, e, f, g, h) ve yatay sütunlara birer sayı (1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ) ile gösterilir.

**+ : Şah**++ : Çifte şah (Bazen mat anlamında da kullanılır)

    • # : Mat
    • = : Terfi

EP: Geçerken alma.

  • Yorumlar
    • ! : Kuvvetli hamle
    • !!: Çok kuvvetli hamle
    • ? : Hatâlı hamle
    • ??: Büyük hatâ
    • ?!: Şüpheli hamle
    • !? : İlginç hamle
    • : Zorunlu hamle

İstisnâlar

Geçerken alma
Bir Piyon, tehdit ettiği bir karenin üzerinden, ilk diziliş durumundan 2 kare ilerleyerek geçen rakip piyonu sanki tek kare ilerlemiş gibi alabilir. Ancak bu hakkını hamle sırası kendine geldiğinde hemen kullanmalıdır yoksa ilerleyen hamlelerde söz konusu rakip piyonu geçerken alma hakkını kaybeder. Buna geçerken alma (en passant) denir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder